Ramazanda ne yapmalıyız?

Din psikolojisi açısından, şu imtihan dünyasında sınavı başarıyla tamamlamak için Ramazan büyük bir fırsattır!.. 

Bir mümin Allah’ın emir ve yasaklarına karşı lakayt kalmaya devam ederse, günahlardan yüz çevirmeyip, terazinin sevap kefesine bir şeyler koyayım da, kurtulayım gafletiyle hareket ederek, bu ayı tamamlamaya çalışırsa, bu imtihanı kaybeder. 

18 saat yeme, içme… Akşam ve sahurda mükellef sofrada tıkın, teravihi de hatimli bir mekanda veya camide eda et… Fitre ve zekatı da ver… Hatta Kadir Gecesini Kâbe’de geçir, son üç günü de itikâfla süsle!.. 

Ama huyunu hiç değiştirme; yalana, iftiraya devam… Siyasi veya bürokratsan liyakat ve ehliyeti boş vererek adam kayırmaya devam, iş adamı, tüccar ve esnafsan kâr marjını yükseltmek için her yolu mübah say, içinde bulunduğun grubun (sendika, vakıf, dernek, cemaat, hemşerilik vs.) menfaatlerini gözeterek, hak-hukuk denen şeyi es geçmek!.. 

Daha sayayım mı?.. 

Ben burada bırakayım, okuyucu benzerlerini kafasında geçirsin!.. 

Böyleysen, vallahi de, billahi de gaflet çukurundasın! 

Bilesin ki, Cenab-ı Hakk’ın senin 18 saat aç kalmana, ibadetin ruhunu bir tarafa bırakarak, yaptığın ritüellere ihtiyacı yok!.. 

İbadetlerin ana gayesi, amacı, senin Cenab-ı Hakk’ın öngördüğü gibi bir kul olabilmendir!.. 

Yani insân-ı kamil, popüler deyişle adam gibi adam olman içindir!.. 

Kısaca, insanların senin elinden ve dilinden emin olmalarıdır!.. 

Nasıl bir mümin olduğunu merak ediyorsan, sana gerçeği gösterecek aynayı sunayım: 

İnsanlar, senin elinden ve dilinden eminler mi?.. 

Düşmanların bile, senin kendileri hususunda adil olduğun kanaatini taşıyorlar mı?.. 

Taşımıyorlarsa, bil ki sen kâmil bir mümin değilsin!.. 

Dini anlayışın, şekli bir anlayıştır. Zahiren Müslüman gibi hareket ediyorsun!.. Buna fetişizm diyorlar!.. 

Yalanların, iftiraların, kul hakkı gasp etmelerin, adaleti sadece çevrenden, kabilenden, grubundan esirgememen, seni Kur’an’ın ve Resulün tarif ettiği mümin yapmaz!.. 

Din tüccarı yapar!.. 

Cenab-ı Hak, namaz kılın, O , sizi her türlü fuhşiyattan (tüm kötülüklere bulaşmaktan) korur!.. diyor. 

Namazı kılıyorsun, orucu tutuyorsun, ama bunlar seni kötülükler yapmaktan alıkoymuyor mu? 

O halde, iki alternatif var!.. 

Cenâb-ı Hakk, (haşa ve kellâ) yanılmayacağına, hilâf-ı hakikat bir söz söylemeyeceğine göre… 

Geriye tek ihtimal, tek alternatif kalıyor: 

Problem sende, senin din anlayışında!.. 

Sana tavsiyem, şu Ramazan’da kendini hesaba çek: 

Her gece beş bin kere suphanallah, on bin kere elhamdülillah tespih çekerek, bu huylarına devam edeceksen, boşuna yorulma!.. 

Ama her gece, bir günahın için tövbe eder, bir daha işlemeyeceğine söz verirsen, Ramazan bitince Allah’ın murat ettiği mümin olursun, benden sana müjde, cenneti hak eder, Rıza-i İlahiye kavuşursun!.. 

Günahlara devam edip, terazinin sevap kefesini doldurmaya çalışırsan, yolun nereye çıkacağını sen hesap et artık!.. 

Sırat-ı Müstakimin formülünü bir kez daha hatırlatayım: İnsanlar, senden emin olurlarsa, doğru yoldasın!.. 

İbadetlerinin hayrını gör kardeşim!